Merkez Bankası Döviz Kuru | |||
ALIŞ | SATIŞ | ||
USD | 0 | 0 | |
EURO | 0 | 0 | |
KÖŞEYİ DÖNMEK
Çocukluk yıllarımdı. Evde ne internet vardı nede cep telefonu. Monopoly diye bir oyun vardı. Dört arkadaş evde oturur bu oyunu oynardık. Arkadaşlarımdan biri bu oyunda çok başarılı idi. Sürekli kazanırdı, bizlerde sürekli kaybederdik. Masada ben dahil üç kişi monopoly oyununda hep iflas ederdik. Oyun bu, kazanmakta var kaybetmekte ama bu oyunda bir kişi sürekli kazanıyor diğerleri sürekli kaybediyorsa o işte mutlaka bir bityeniği var demek tir. Bizler neden hep kaybediyoruz, bunu öğrenmeye çalıştık. Sebebini de öğrendik. Sürekli kazanan arkadaşımız hile yapıyordu, o yüzden kazanıyordu. El çabukluğu ile zar tutuyor, sonra el çabukluğu ile bizim boş anımızda oyun için hazırlanmış yalancı paralardan çaldığını gördük. Yaptığı tamamen hileydi ve biz o zamana kadar anlamamıştık. Hile yaptığını yakaladığımızda ortalığı velveleye verdi ve oyunu terk etti. Bir daha bizimle hiç oynamadı. Böylece onun oyun hayatı bizim gözümüzde bitti. O gün biz kazanmıştık ve o bizim gözümüzde tamamen bitmişti.
Aradan yıllar geçti, huylu huyundan vaz geçmiyordu. Hayatta bir çeşit oyundan ibaret. Bu kişi sürekli olarak kolay yoldan para kazanmanın yollarını araştırıyordu. Kumara dadandı, başkasını kandırarak para kazanmaya başladı. Bütün bunları yaparken de elindeki paraları da kaybetti. Yetmezmiş gibi babasının elinde olan gayrimenkullerde gitti. Kısa yoldan zengin olayım derken elinde bir şey kalmadı. Kısa yoldan fakir oldu. Yani oyunu yine kuralına göre oynamadı hile yaptı.
Monopoly oynarken masada olan ben ve diğer iki kişi uzun ve meşakkatli yolu seçtik. Hepimiz çalıştık, çabaladık, okullarımızdan mezun olduk. Birimiz doktor, birimiz profesör, bende öğretim görevlisi oldum. Ekmek kavgasında ufak tefek kayıplarımız oldu. Bizde hatalar yaptık; derslerimizde kırık not aldık, para biriktirmemiz gereken yerde fuzuli paralar harcadık vs. Ama hatalarımız ekmek kavgasında olabilecek muhtemel hatalardı. Ama bunlar telafisi kolay olan hatalardı. Ufak kayıplara rağmen hedefimize emin adımlarla yürüdük. Biz zaman zaman kısa vadede kaybettik ama uzun vadede hep kazandık. Bizler oyunu kuralına göre oynadık.
İnsan yedisinde ne ise yetmişinde de o oluyordu. Monopoly oyununda bizi hile ile yenen ve oyunu kazandığını zanneden o kişi kısa vadede kazandığını sandı, ama uzun vadede hep kaybetti. Bizim kayıplarımız bize yol gösterdi, biz hatalarımızdan ders almasını bildik, ama o ders almadı.
Biz; 1 TL kaybettik, edindiğimiz tecrübelerle 10 TL kazandık. Ama O kişi 1 TL kazandığını sandı ama hayat yarışında onlarca TL kaybetti.
Biz zorluklar karşısında bir santim küçüldük aklımız başımıza geldi sonra bir metre büyüdük, o zorluklar karşısında santim yükselecem derken metrelerce küçüldü.
Her şeyi alt alta koyun o kişi köşeyi kısa yoldan döneceğim derken hayatını kaybetti. Bizim kayıplarımız bize tecrübe oldu, onun kayıpları ona canavar oldu, onu yuttu.
Çalışmadan emek vermeden uyanık ve zeki görünmeye çalışarak kısa yoldan köşeyi dönen insanların, köşeyi dönemediklerini ve köşede kaldıklarına çok defa şahit olmuş bir insanım. Şans oyunları oynayarak veya başkasının sırtından bir şeyler kazanmaya çalışan insanların elinde olanlarını da kaybettiklerini gördüm. Şans oyunlarında kaybetmek doğaldır, oran kaybeden için daha fazladır. Eğer kazanan çok olsaydı şans oyunları iflas ederdi.
Birde başkalarını kandırarak kazanan insanlar vardır. Bu kişiler karşısındakini bir kere aldatır sonra yakayı ele verir. Genelde bu kişilerin ömrü de demir parmaklıklarla kaplı dört duvarları arasında güneşi görmeden yok olur gider. Demir kapılar üzerine kilitlenir, vücudu küçük bir odaya tıkılmıştır, gidemez bir yere.
Sonu yoktur bu işin bir gün mutlaka yakayı ele verir. Bu tür kayıpların karşılığında kişinin hayatını altüst olur. Alkol alışkanlığı gibi gün geçtikçe batar. Sonunda bataklık onu yutar ve bataklığın içinde kaybolur.
Ama bazı arkadaşlarım vardı, düzenli çaba, sabır ve öğrenme isteği ile dolu bu arkadaşlarımın çok daha iyi yerlere geldiklerini gördüm. Başarı kısa sürede elde edilen bir sonuç değildir. Kısa vadeli ve kolay çözümler aramak yerine, uzun vadeli hedeflere odaklanmak, bu hedefler doğrultusunda çalışmanın daha sürdürülebilir bir yaklaşım olduğuna bizzat şahit oldum.
Yaşadığım hayat boyunca birçok insanın köşeyi dönmek için çalışmadan emek vermeden zengin olmanın yollarını aradığını gördüm. Bazı insanlarında uzun yolu tercih ettiklerine şahit oldum. Uzun yolu seçen insanların gecesini gündüzüne katarak çalışmalarına hayran olmuşumdur. İşin ilginç yanı canla başla çalışan bu insanlar köşeyi dönmüyor, köşeler dönmek için onların etrafında dönüyor.
Hakan DİNÇAYKöşe