Merkez Bankası Döviz Kuru | |||
ALIŞ | SATIŞ | ||
USD | 0 | 0 | |
EURO | 0 | 0 | |
Okulumu yeni bitirmiştim. Askerliğimi de yaptım. Sıra geldi iş hayatına. Başladığım ilk işte bana büyük bir sorumluluk verildi. Deyim yerindeyse kocaman bir bomba kucağıma bırakıldı. Ne yapacağımı bilemez haldeydim. Çünkü işi yapan istifa etmiş daha iyi bir yere geçmişti. Yapacağım işi de işyerinde kimse bilmiyordu. Mezun olduğum bir meslekle ilgili bir iş ama tecrübem yok. Nasıl yapacağımı bilmiyorum ve herkes benim işi yapmamı bekliyor. Herkesin işi bana bağlı. Ben yapamazsam iş duracak. “Aman Allah’ım” ne yapayım.
Patronun asabi biri; Demokles’in kılıcı gibi başımda duruyor, her gün soruyor “İş ne oldu. “Her seferinde atlatıyorum “Az kaldı, az kaldı” Nereye kadar; kimseye bir şey soramıyorum, bilgim olmadığı ortaya çıkmasın diye. Öyle tatilleri, evde, boş zamanlarda kitapları karıştırarak işi çözmeye çalışıyorum. O gün şunu öğrendim. Okulda öğrendiklerimin yetmediğini iş tecrübesi de en az okulda öğrendiklerim kadar önemli olduğunu. Tecrübe ise yapılan hatalardan elde edilen bilgilerle elde ediliyordu.
Okudum, çalıştım, araştırdım, çevremdeki kişilere sordum kimse bilmediğini söyledi. Biliyorlardı belki ama söylemiyorlardı. Yapa yalnızdım. Bir sarmalın içindeydim. Sarmal bana yılan gibi bakıyordu dilini bana dokundurdu ağzını açacak ve beni dişleyecek zehrini akıtacak ve beni sokacak. Patronum ve çalışanlar benim bir şey bilmediğimi düşünecekler ve biletimi kesip beni kapı önüne koyacaklar. Bunlar aklıma geldi.
Başarısızlık beni korkutmuştu. Ama korkunun ecele faydası yoktu. Kitapları karıştırdım, okudum okuduğumu uyguladım. Yanlışlar yaptım yanlışların arasında doğruları bulmaya çalıştım, bakış açımı değiştirdim. Herkes mesai sonunda eve giderken kimseye hissettirmeden işte kaldım eve gitmedim. Denedim yanıldım, denedim yanıldım, her deneme bana bir şey öğretti. Sonun da işi öğrendim. Zor bir süreçti ama imkânsız bir süreç değildi.
Dünyada başarılı insanların öz geçmişini incelediğinizde eğer ellerinden tutan olmayınca çok ağır bedeller ödeyerek yükseldiklerini görürüsünüz. Bu kişiler çok hata yapmıştır. Çok ağır bedeller ödemiştir. Hatta hatalar onları kaşarlandırmış ve yaptıkları yanlışlıklar onlara çok şey öğretmiştir.
İnsanlar yaptığı hataların altında ezilerek doğru yolu bulamaz ama hatasını bilinçli olarak kabul ederse ve yoluna devam ederse o zaman sonuca ulaşır. Yaptığı hataların altında ezilen insanlar başka bir işe girmeye korkar. Hata yapmak onların kâbusu haline gelir. Zamanla yapılan hata kişinin aklında görünmeyen demir parmaklıklar oluşturur. Aklını da oluşturduğu demir parmaklığa hapis eder. Bir süre sonra, hapis olan aklı hali kısa zaman sonra habis haline dönüşür. Aklımız habis haline dönüşmemesi için hatalarımızla dost olmalıyız onların aklımızda demir parmaklıklar oluşturmasına izin vermemeliyiz.
Unutulmaması gereken bir şey vardır ki hatalardan elde ettiğimiz tecrübelerin içinde kişiliğimizi güçlendirecek yaratıcı ve değerli bilgiler yatmaktadır. Hatalar gelecekte kazanacaklarımızı sorgular, gelecek te olacak olaylara dair yapılan hatalardan ders çıkardığımızda, bizi hedefe bin kat daha doğru olan kendi sezgilerimizin güçlenmesine yol açar.
Yapılan hatalardan dolayı aklımızı demir parmaklıklarla örersek pes etmiş oluruz. Hata kazanır, biz kaybederiz. Ama pes etmezsek yaptığımız hata bize yardımcı olur. İnsanın yaptığı hata insana birçok şey öğretir. Hatalarımızı aklımızda büyütürsek zamanla hatalar aklımızda kıvrım kıvrım dolaşan bir yılana döner. Yılanın yüzü ile karşı karşıya gelirseniz sizi ısırması ve zehrini aklınıza akıtması an meselesidir. Eğer sizi ısırırsa, zehri düşüncelerinizi felç eder. Zamanla düşünme yetisini de kaybetmeye başlarsınız. Düşüncelerinize çöreklenen yılanla savaşmanın en iyi yolu onunla yüzleşmenizdir.
Rezil olma korkusunu bir kenara at, başaramama korkusunu yen, hırsının kırılma korkusunu yen, yalnız kalma korkusunu yen, dedikodulara kulaklarını tıka, örnekleri çoğaltmak mümkündür. Bunları yaparsan düşüncelerine çöreklenen yılanı kovarsın. Aklına ördüğün demir çubukları kırarsın. Bütün bu olumsuzluklar korku ile beslenir.
Yolunda korkmadan ilerlersen zafer sana güler. Tarihte buna örnek olarak çok kişi verebiliriz. Yapılan her hata aslında kişiye bir şeyler öğretiyor, bu da tecrübedir. Yanlış yapılan işlerden sonra denemeye devam etmek ve yılmadan yürümek sizi sonuca götürür. Ama aynı hatayı yapmaya devam edersen, yanlış yöne giden trende doğru yöne gitmeye çalışmış gibi olursun. Bir şaman atasözü şunu der: “Ders öğreninceye kadar devam eder.”
Dünyada başarılı insanların hepsi yaptığı hatalardan korkmayan bilakis yaptığı hatalarla dost olan kişilerdir. Kimse başarı merdivenlerini terlemeden çıkmaz.
Ama her şeyden önemlisi başkasının hatasını da incelemek sanki o hatayı kendin yapmışın gibi yoluna devam etmektir. O zaman başarı merdivenini ikişer ikişer çıkmaya başlarsın.
Hakan DİNÇAY