Merkez Bankası Döviz Kuru | |||
ALIŞ | SATIŞ | ||
USD | 0 | 0 | |
EURO | 0 | 0 | |
Bir dağın tepesine çıkıp çam ağaçları ile kaplı bir vadide birbirine benzeyen çam ağaçlarını tek tek algılamak çok zordur. Hepsi birbirine benzer. Hepsini bir bütün olarak algılarız, yüzbinlerce ağacın toprağı örttüğü vadiyi seyrettiğimizde büyük ağaç kümelerine orman deriz. Çam ağaçları iğne yapraklı olduğu için hiçbir zaman birini diğerinden farklı algılayamayız. Hava kararsa da yıldızlar çam ağaçlarını aydınlatmaya devam eder.
Ama ormanın içinde öğle ağaçlar vardır ki hemen diğerlerinden ayırt edilir. Bir kavak ağacı ince ve uzun olması ve yapraklarının farklı olması ile çam ağaçlarından faklı görünür. Hemen gözümüze çarpar. Ağacın farklı bir ağaç olduğunu boyundan ve yapraklarından ormanı seyreden bir insanın gözüne çarpar ve hemen fark eder.
Tavuk üretme çiftliklerinde yumurtalarını yeni kırıp çıkan binlerce civciv arasında bir tane kara civciv hemen fark edilir.
Bütün bu fark edilmeler diğerleri tarafından farklı görünmesi sonucunda oluşmaktadır. İnsanlarda da aynı mantık vardır. Tek fark gözle değil duygu ve akıl ile fark edilme öne çıkar. İnsanların karakterleri diğer insanlardan farklı olduğunda gözle değil davranışları ile fark edilir. Bu durum bir anda gerçekleşmeyebilir. Belli bir süreç sonunda fark edilir. Bir müddet sonra aklı, davranışları ve cesareti ile bulunduğu toplulukta diğerlerinden farklı görülmeye başlar. Başkaları tarafından dikkat çekmeye başlamıştır. Diğer insanlar tarafından ayrı bir kefede değerlendirilmeye başlanmıştır. Bunun tersi de mümkündür.
Toplumdaki liderlerde böyle bir durumda ortaya çıkmışlardır. Bulunduğu işte başarılı olanlarda böyle bir biçimde ortaya çıkmayı başarmışlardır. Kişi ne iş yaparsa yapsın yaptığı işte en iyisi olmaya başlayınca diğerlerinden farklı görünmeye başlar.
Kişi yaptığı işe göre ve gösterdiği karaktere göre değerlendirilmeye başlar. O artık diğerlerinden farklıdır. Etrafındaki insanların dikkatini çekmeyi başarmıştır. Normal bir şekilde yaşayan kişilerden, sade şekilde yaşayan kişilerden ayrılmıştır. Diğer insanlardan farklı olmaya başlamıştır. Böyle olunca da yakınlarındaki insanların dikkatini bir mıknatıs gibi çekmeye başlar. Zamanla unutulmaz bir imaj bırakmaya başlar. Çevresinden daha farklı ve daha parlak görünmeye başlayınca cesaretini de ortaya koyarak etrafta bir sinerji yaratmaya başlar yarattığı sinerji ile kitleleri harekete geçirir. Çevresinde değer görür ve çevresi onu taşımaya başlar.
Bu tür insanlar kaybetme korkusu yaşamazlar çünkü kazanacakları kaybedeceklerinden daha büyük olduğunu düşünürler. Tıpkı közlerle dolu kömürler içinde bir meşale gibi yanmaya devam ederler. Bunlar yanınca etrafında olan ve yanmaya hazır bir şekilde bekleyen közlerinde yanmasını sağlarlar.
Kalabalıklar her zaman birlikte hareket etme eğilimindedirler. Kalabalığın içinde farklı olan insanlar kalabalıkları hareketlendirirler. Kalabalığın içinde olan bu insanlar kıvrak düşünceleri ve ani kararları, cesaretleri ile birleştiğinde diğer insanlardan farklı olurlar. Kalabalıklar bunlarla hareketlenmeye başlar.
Okuldaki sınıf başkanları, derneklerdeki konuşmacılar, spor müsabakalarındaki amigolar, buna birer örnektir. Hepsinin ortak özellikleri konusu alanında bilgili olmaları ve sahip oldukları cesaretlerdir. Bu sıra dışı kişilere kalabalıklar tıpkı bir mıknatıs gibi kilitlenir. Kalabalık kitleler, bu tür insanların çekim gücünün aurasına girerler.
Her nerede olursanız olun. Okulda, dershanede, panellerde vs. diğerlerinden farklı olursanız. Diğer insanların bilmediğini bilirseniz diğer insanlardan daha güçlü görünürsünüz. Tıpkı bir mıknatıs gibi diğer insanları kendinize çekersiniz. Bu durum her meslek için böyledir.
Dünya kocaman bir sahnedir. Bu sahnede cesaret ve bilginin harmanlanması sonucu diğer insanlardan farklı göründüğünüz de sahnenin tepesinde olan bütün ışıklar sizin üzerinizde yoğunlaşacaktır. Böylelikle diğer insanlardan farklı görüneceksiniz. Üstelik diğer insanlardan ayırt edilmiş gibi olacaksınız. Sahnede iken üzerinizdeki kıyafet ne kadar parlak olursa o kadar göz alıcı olursunuz. Üzerinizdeki kıyafet sizin bilginizi temsil eder. Üzerinizdeki kıyafet seyircilerin gözlerini kamaştırır. Kitleler sizi seyretmekten zevk alır. Sahnede aklınızı ve cesaretinizi kullandıktan sonra göye doğru yükselmeye başlarsınız ve herkes tarafından daha rahat görünmeye başlarsınız. Gökyüzüne ulaştığınızda yıldız gibi parlamaya başlarsınız. Artık yeriniz orasıdır ve kimse size ulaşamaz o parıltı kutup yıldızı gibi insanlara yön vermeye kuşaktan kuşağa devam eder. Düşünceniz ışığında oluşturduğunuz parıltı, siz sönseniz bile parlamaya ve yol göstermeye devam edecektir. Tıpkı karanlıkta yıldızlar tarafından aydınlanan çam ağaçları gibi.
Hakan DİNÇAY