• slayt
Akıl ve Mantık

 

Akıl ve Mantık

Memleketimizde kiraz ağaçlarımız vardı. Kiraz zamanı kiraz ticareti yaptığımız için, bahçemize işçi tutar, işçilerle beraber bende ağaca çıkıp kiraz yolardım. Bu işi yıllarca yaptım, ağaçta kiraz toplarken ne kadar tecrübeli olsam da bazen ağaçtan düşerdim.  Kiraz toplamak benim için hem keyifli bir uğraş hem de riskli bir işti. O tatlı meyveleri toplarken yaşadığım düşme tehlikeleri de bana çok konuda tecrübe oldu. O zamanlar kiraz ağacının yerden yüksek olan dallarında  daha temkinli olurken, yere yakın dallarda kendimi daha rahat hissederdim, bu yüzden bastığım dallara dikkat etmezdim. Zayıf dallara bastığımda ve dikkatsiz olduğum anlarda genelde ağaçtan düşmem yere yakın dallarda başıma gelirdi. Yere yakın dallarda dikkatsiz olmam rehavete kapılmaktan ileri geliyordu. Çoğu zaman ağaçtan düşüşüm kiraz ağacının tepesinde değil de yere yakın kısımlarda olmuştur. Dikkatim azaldığında zayıf dala bastığım zaman  veya kendimi emniyete almadan dallarda gezinirken ayağım kayar, düşerdim.

Atalarımız ne güzel söylemiş; “Bir musibet bin nasihatten iyidir.”  Musibetin çeşidi ne olursa olsun, yaşadığınız bir musibet sizin nazarlığınız olsun.  Hayatta yaşadığınız küçük musibetlerden ders alırsanız, daha büyük yanlışlıkların başınıza gelmesinden kurtulmuş olursunuz.  Yani sizi sokacak olan büyük bir musibetin başını küçükken ezmiş olursunuz.  Benim kiraz yolarken ağaçtan düşmelerim bana çok şeyler öğretmiştir. Bazı durumlar var ki görerek ve yaşayarak öğrenmek en pahalı öğrenme yöntemi, ama akılda en kalıcı öğrenme yöntemi de bu yöntemle öğrenmek. Bu şekilde edinilen dersler zihne adeta kazınıyor. Ama bu tür öğrenmeleri ucuza kapatmak senin elinde. Nasıl mı şöyle:   O düşme anlarının bana öğrettiği "dikkat" dersi, eminim hayatımın birçok alanında bana yol göstermiştir. Bir işi yaparken yaptığınız iş ne olursa olsun, bu araba sürmek olabilir, yolda yürümek olabilir, ev işi yapmak olabilir vs. dikkat çok önemli. Dikkatin dağıldığı o anlık boşluklar, gerçekten de hiç beklenmedik sonuçlar doğurabiliyor. Her an bir felaketle karşılaşmak an meselesi.

Her ne olursa olsun, anlıkta olsa ufak bir dikkat dağınıklığı çok kez benim ağaçtan düşmeme sebep olmuştur. Ama gün olur öğle bir dikkatsizlik yaparız ki bu yaptığımız dikkatsizlik bizim hayatımıza sebep olur. Trafik kazaları gibi, dalgın bir şekilde caddeye çıkmak gibi; Allah korusun.

Hayat bir yolculuk gibidir. Yeni başladığımız her işte, attığımız her yeni adımda o ilk anki heyecan ve bilinmezlik bizi tetikliyor. Adeta diken üstünde gibi, her detaya odaklanıyoruz. Ancak zamanla, işler rutine bindikçe, alıştıkça o ilk baştaki keskin dikkatimiz maalesef körelmeye başlıyor. Dikkatimizin azaldığında hata riskimiz de artıyor?

İnsanın hata yaptığı an genelde dikkatsiz olduğu zaman ile kendine aşırı derecede özgüveni olduğu anlarda oluyor.  Dikkatsizlik bazen aşırı yorgunlukla ortaya çıkıyor, bazen de  kendimize aşırı güven den de ortaya çıktığı oluyor. Bundan dolayı yirmi, otuz yıllık şoförler de kaza yapıyor. Kendilerine aşırı güvenden dolayı.

Bu durum sadece trafik kazaları veya ağaçtan düşme ile sınırlı değildir psikolojik  durumlarda da aynıdır. Çevremde şu tür konuşmaları çok duyardım. Başlangıçta her şey çok güzeldi, bayağı kazanıyordum sonra bir şey oldu, kaybetmeye başladım. Borsa da veya başka yerlerde falanca firmaya yatırım yaptım vs. sonra kaybettim. Genelde insanlar ilk defasında kazanır, acemi şansı derler. An gelir kazanmak için hırslanırsın işte bu hırsın başladığı yer kişinin kazanma limitinin dolduğu artık kırılma anının başladığı kırılma ile birlikte  kaybetmeye başladığı yerdir.

Bu durum da bir dikkatsizlik örneğidir, aşırı hırs, insanın aklını başından alır, hata yapmaya yöneltir. Bu anda neler oluyor: Kişi kazanmaya kodlanıyor, hırslanıyor, hırslandıkça mantıksal düşünme yetisini kaybediyor artık aklını mantık değil, duygu kaplamaya başlıyor.  Tıpkı bir boks maçı gibi boksta mantığını kaybedenin bedenini duygular yönetmeye başlıyor. Kişi asabileşiyor, sinirleniyor ve rakibin üzerine bodoslama bir şekilde gidiyor. Akılın yerini sinir ve öfke alınca rakibin nereden vuracağını bilemiyor. Rakip aklını kullandığı için bir sağ bir sol kroşe sonuç; aklı ile değil duyguları ile maç yapan boksör nakavt.

İnsanlar nerede ne zaman durmasını bilmediğinde her şeyini kaybeder.

 

Şu unutulmamalıdır: En büyük tehlike kazanmaya başladığında ortaya çıkar. Kazanmaya başladığınızda biraz bekleyin. Şöhretin basamakları mayınlarla doludur. Basamakları çıkarken mantığınızı ve aklınızı kullanın akıl ve mantık, gözünüze taktığınız kızıl ötesi gözlük gibidir. Basamaklardaki mayınları görmenizi sağlar.  Basamakları dikkatli ve yavaş yavaş emin adımlarla çıkarsanız kazanırsınız.

Ama çevresel olaylar veya başka durumlar sizi sinirlendirebilir. Kazanma hırsı ile basamakların yüksekliklerini küçük görür bir an evvel zirveye çıkayım dersiniz. Basamaklarda olan ve sizi yok etmek isteyen mayınları göremezsiniz. Artık sizin zirveye ulaşmanız tesadüflere kalmış demektir. Yanlışlıkla mayına bastığınızda öğle bir uçarsınız ki başladığın yerden kat kat geriye düşersin. Bir daha da toparlanamazsın.   



Hakan DİNÇAY

Yazarlar ve Şairler Dayanışma Derneği

© Copyright 2022  V4.1 Tüm Hakları Saklıdır. | Dernek Sitesi


Top